Fransa’da 19.yy’ın ikinci yarısıyla 20.yy’ın başlarında ortaya çıkan İzlenimcilik akımı, dünyanın sanatçılar üzerinde bıraktığı etkiyi temel alan bir resim sanatına verilen isimdir. Claude Monet’in açıklamalarına göre İzlenimcilik yani Empresyonizm , sanatçıların doğayı ve yaşamı olduğu gibi anlatmak yerine tüm bunların kendileri üzerinde bıraktıkları etkiyi anlatmaya karar vermesiyle doğmuş bir akımdır. Empresyonizm nedir? sorunuz için daha derine inmek gerekirse aşağıda akımın doğuşuyla ilgili ayrıntıları paylaşıyor olacağız.
Duygusal izleri ve kişinin iç dünyasını anlatmayı kabul eden empresyonizm, birçok açıdan sembolizm akımına da benzetilmektedir. Çünkü sanatçılar, doğanın kendi üzerlerinde bıraktıkları duygusal durumları resmederken hayallerden ve tasvirlerden faydalanarak kendilerini daha soyut bir şekilde açıklamaya çalışırlar. İnsan üzerinde oluşan duyumların kâğıda aktarılma yöntemi olan empresyonizmde duyguları anlatmak için herhangi bir kurala uyulmaz ve içten gelindiği gibi duygular resmedilir.
Claude Monet’in Gündoğumu adlı eseriyle birlikte ortaya çıkan bu İzlenimcilik akımı, 15 Nisan 1874’te bir sergide sergilendikten sonra gazeteci Louis Leroy tarafından Le Charivari gazetesinde yazılan bir yazıyla birlikte sergi İzlenimcilik sergisi olarak adlandırılmıştır. Bu serginin ve sergideki aykırı fikrin birçok sanatçı tarafından kabul edilmesiyle birlikte Empresyonizm akımı ortaya çıkmıştır.
Empresyonist Sanatçılar Kimlerdir?
Empresyonizm nedir ? sorusunun akabinde akla bu akımın öncülerinin kimler olduğu ve örnekleri nelerdir? soruları gelecektir. Fransa’da ortaya çıkan bu akımın öncüleri arasında Paul Cezanne, Edgar Degas, Berthe Morisot ve Camille Pisaarro gibi birçok Fransız sanatçıyı saymak mümkündür. Empresyon yani Gündoğumu eseriyle birlikte sanat akımına yön veren Claude Monet’in de bu fikri ortaya atan empresyonist sanatçılardan olduğu söylenebilir. Resim sanatında empresyonist fikri benimseyen sanatçılar arasında birçok tablosuyla bakanları büyüleyen Van Gogh’ta yer almaktadır.
Müzik alanında, doğanın kendilerinde uyandırdıkları duyguları bir hareket halinde karşısındaki kişiye hissettiren sanatçılar arasında ise M.Ravel, J.A Carpenter, P.Dukas yer alır. Edebiyat sanatında kelimelerin duyguları açıklamasına yol göstererek İzlenimcilik akımını kullanan temsilcileri arasında ise Arthur Rimbauld, James Jayce yer almaktadır. Bizim ülkemizde, empresyonist akımın örneklerini bizlerle paylaşan sanatçılar ise Ahmet Haşim, Cenap Şahabbettin ve Ahmet Muhip Dranas’tır.
Empresyonist Akımının Örnekleri Nelerdir?
İlk olarak resimde ve ardından edebiyat alanında etkili olan bu akım, sembolizmin fikirlerinden esinlenen bir ‘sanat için sanat’ fikridir. Resim alanında, empresyonizmin vücut bulduğu temel görünüş ışık ve renkten kaynaklanan görsel bir ifade biçimini içermektedir. Bu ifade, küçük ve ince fırçalar ile ışığın doğru tasviri sayesinde sanki resim hareket ediyormuş gibi bir algı yaratılarak görsel açıların daha etkin kullanılmasıyla sağlanır.
Edgar Degas tarafından yapılan The Star, Pierre, Auguste Renoir tarafından 1875 yılında resmedilen Lunch At The Restaurant, akımın temsilcilerinden olan Camille Pissarro tarafından 1897 yılında yaratılan Boulevard On A Winter Morning isimli eserler resim alanındaki en önemli empresyonist örneklerden bazılarıdır. Edebiyattaki en önemli örnekleri ise Cahit Sıtkı Tarancı tarafından yazılan Otuz Beş Yaş ve Ahmet Haşim tarafından kaleme alınan Göl Saatleri örnek verilebilir.
İlk yorum yapan siz olun